İktidarın ekonomi politikalarına yönelik eleştirilerini sürdüren Babacan, “Merkez Bankasının son dönemde karşılıksız para bastığı en önemli alan da Kur Korumalı Mevduat ve ne kadar bastığını Merkez Bankası açıklamıyor. Merkez Bankası Başkanı'na, yönetimine, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'a buradan çağrı yapıyorum. Eğer güven oluşturmak istiyorsanız, eğer şeffafsanız arkadaş açıklayın Kur Korumalı Mevduat için Merkez Bankası ne kadar karşılıksız para bastı? Açıklayın. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'dan önce bunun bir kısmı bütçeden bir kısım Merkez Bankasından ödeniyordu. Bütçeden ödenen kısmı görebiliyorduk. Çünkü bütçe rakamları açıklanıyordu. Ama Merkez Bankasından ödenen kısım Merkez Bankasının rakamları içinde gizleniyor” ifadelerini kullandı.
Babacan, 200 TL’nin değerinin kalmadığını belirterek, “Daha yüksek küpürler basma konusunda iktidar biraz isteksiz. Neden? Parayı pul yaptılar ama bu 500'lük, 1000'lik basarlarsa o eski Türkiye'yi insanlar hatırlayacak. Dolayısıyla bu konuda çekiniyorlar. Biraz da artık dijital ortamda olduğu için pek çok ödeme işte kredi kartı, dijital ortam derken biraz da bu işte kayıt dışı kara paranın önlenmesiyle ilgili arkada bir teknik gerekçe de olabilir. Ama ben siyasi gerekçenin daha ağır bastığını düşünüyorum” dedi.
Babacan, memur zamlarına ilişkin “İlk defa gerçekleşen değil, beklenen enflasyona göre zam verdiler geçen yıl. Böyle bir şey yoktu. Yıllarca ben 11 yıl bu ülkenin ekonomisinin başında oldum. Hep gerçekleşen enflasyon, artı refah payı verdik biz insanlara. Gerçekleşen enflasyonu vermediler, ‘Beklenen enflasyon’ dediler, onu verdiler. Bu ilk defa oluyor. Bu yıl yine aynısını yapacaklar. Mesela memur zammı yapıldı ya şu anda, memur zammı. Gerçekleşene göre yapılmadı ki. Gelecek yılın beklenen enflasyonuna göre memurlara zam verilecek. Şimdi asgari ücret gelecek en geç aralık ayında gündeme. Yine diyecekler ki ‘Efendim sen gerçekleşene bakma. Gelecek senenin enflasyonu biz şöyle tahmin ediyoruz. Sen bu kadar zam al yeter diyecekler insanlara.’ Bu da insanların refahından çalıyor” ifadelerini kullandı.
Babacan, erken seçim olasılığına ilişkin yaptığı değerlendirmede “Yüksek faiz, bu yüksek vergiler özellikle yoksul kesimi çok ezdi. KOBİ'leri ezdi. Bugün sanayiciler, inanın çok zor durumda. Yani tekstil sektörü ölüyor şu anda. Yani can çekişmiyor, ölüyor. Sanayide çalışan insanların sayısı 200 bin azaldı biliyorsunuz. 200 bin işsizlik kaybı oldu sanayide. Bu çok büyük bir işsizlik kaybıdır. E ihracat artmıyor artık bu ülkede. İhracat yıl yıl sabit gitmeye başladı. Dolayısıyla bu kadar olumsuzluk varken bu olumsuzluğun ortasında kendi eliyle bir erken seçim istemeyebilir. Bu yüksek faiz politikasının sonucunu biraz beklemek isteyebilirler. Ama ben sonucunu söyleyeyim, çok da beklemesinler. Bunun sonucu hala yoksulluk olacak, hala fakirlik olacak. Şu andaki gördüğümüz sorunların daha da derinleşmesi olacak. Üniversite öğrencilerimiz yine barınak bulmakta çok zorluk çekecekler. Barınak ihtiyaçları zor olacak. TÜİK'in açıkladığı kira enflasyonu yüzde 70'lerde şu anda. Genel enflasyonu 30'lar diye açıklıyor, kira enflasyonu yüzde 70'ler diye açıklıyor TÜİK. Dolayısıyla bu kadar büyük zorlukların özellikle gençlerin, çiftçilerin, esnafın, sanayicinin yani alın teriyle, bileğinin gücüyle, hakkıyla para kazanma mücadelesi veren herkesin zorluk çektiği bir dönemde seçime gitmeyi çok tercih etmez” dedi.
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 habereskisehir.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.