Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi münasebetiyle Hollanda’ya yapacağı ziyaret öncesi basın toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Zirvede ittifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceğiz. Müttefiklerin savunma harcamalarının artırılması konusunda yeni hedefler belirleyeceğiz.
Türkiye olarak, adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini savunuyoruz. NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve idare eden bir müttefikiz. Ülkemizin savunma yeteneklerimi sürekli geliştirirken, ittifakın caydırıcılığına da katkıda bulunuyoruz.
İttifak sathında savunma sanayiinin güçlendirilmesini önemsiyoruz ancak daha güçlü savunma ve daha etkin ordu hedefiyle yola çıkarken, müttefikler arasında savunma ürünleri ticaretinin önüne engeller getirilmesini doğru bulmuyoruz.
Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa sürede amasız, fakatsız kaldırılması gerekiyor. Bu bağlamda Avrupa Birliği’nin son dönemde savunma ve güvenlik alanındaki girişimlerini de yakından takip ediyoruz.
Avrupa’nın güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunan ülkemiz, birliğin savunma girişimlerine uygun şekilde dahil edilmelidir.
Türk savunma sektörünün, birliğin savunma, mekanizma ve projelerine dahil edilmesi tüm Avrupa’nın faydasına olacaktır. Öncelikle bizim gibi birlik üyesi olmayan ülkelerle yakın istişare halindeyiz. İttifakın, Avrupa sütununu destekleyici tedbirleri ele almayı planlıyoruz.
Zirvede ayrıca, yıllar önce öngörülü bir yaklaşımla ittifak bünyesinde terörizmle mücadele konseptine en fazla katkıyı veren müttefik olarak bu alanda ittifakın yapması gerekenlere dikkat çekeceğiz.
Ukrayna’daki savaşın adil bir çözümle kalıcı olarak neticelendirilmesine yönelik gayretler zirvenin başlıkları arasında yer alıyor. Müttefikler, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile de bir araya gelecek.
Biz ittifaka karşı sorumluluklarımıza halel getirmeksizin savaşın diplomasi yoluyla sonlandırılmasına dair çabalarımızı anlatacağız. Üç yıllık aradan sonra geçtiğimiz günlerde tarafları İstanbul’da buluşturduk. Esir ve cenaze takasıyla ilgili kararların alınmasına ve hayata geçirilmesine vesile olduk. İstanbul sürecinin devamına yönelik yeni adımlar planlıyoruz.
Gerek zirvede gerek ikili görüşmelerimizde Netanyahu hükümetinin, Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkat çekeceğiz. 21 aydır devam eden işgal, istila ve yıkım politikasının bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizeceğiz.
Öte yandan 13 Haziran'dan bu yana bölgemizde tansiyon iyice tırmandı. İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan süreçte, en başından beri müzakereleri esas alan girişimlerimiz oldu. Sayın Trump ve Sayın Pezeşkiyan’ın da aralarında olduğu pek çok liderle görüştük. Dün ABD Başkanı Trump’ın yaptığı açıklamalar sonrası gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Bölgede ateşkesi sağlayacak, ardından da kalıcı sükunete giden yolu açacak her türlü gayreti takdirle karşılar ve samimiyetle destekleriz. Dün gece geç saatlerde gelen taraflar arasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafları ateşkese riayet etmeye davet ediyoruz.
Bölgemiz, etkileri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz. Ellerin tetikten çekilmesi ve itilafların çözülmesi için diplomasiye şans tanınması en doğru, hayırlı ve akılcı tavır olacaktır.
Türkiye olarak, uluslararası hukuku gözeten, diplomasiye öncelik veren ilkeli tavrımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.
2026 yılındaki NATO Zirvesine, Türkiye’de ev sahipliği yapmak istiyoruz. Zirve marjında müttefiklerimiz ile ittifak ortaklarından liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştireceğiz. Zirvede alacağımız kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, bölgemizdeki barış ve huzura yönelik büyük bir tehdidin fitilini ateşlemiştir. İsrail’in Filistin ile başlayan Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e ve nihayetinde de İran’a uzanan pervasız adımları asla kabul edilemez. Küresel aktörlerin bu çılgınlığa son vermek için etkin tedbirleri alması şarttır. Yoksa bunun bedelini sadece bölgemiz değil bütün dünya öder.
Çatışmalardan kastımız sadece İsrail ile İran arasındaki değil, İsrail’in Gazze’deki açlığı silah olarak kullanan hukuksuz zulmünün de sonlandırılmasını istiyoruz. Gazze’deki insani durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Bir an önce Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmalı, İsrail saldırıları durmalı, insani yardımların kesintisiz şekilde ulaşımının yolu açılmalıdır.
Çevremizde ne yaşanırsa yaşansın Terörsüz Türkiye hedefimizde özellikle verdiğimiz sözü devam ettireceğiz. Bir devlet politikası olarak hassasiyetle yürüttüğümüz bu süreci inşallah başarıya ulaştırmakta kararlıyız.
DEAŞ’ın kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülkeyiz. Fırat Kalkanı Harekatıyla bu örgüte en ağır darbeyi biz vurduk. Kiliseyi hedef alan menfur saldırı sebebiyle Suriye halkına bir kere daha taziyelerimizi sunuyoruz.
Suriye’nin 13 yıllık iç savaş sonrası huzur ve istikrarı için ortaya koyduğu gayret takdire şayandır. Bu çabaları etkisi hale getirmek, Suriye’yi yeniden çatışmalı bir geleceğe taşımak isteyenlere, Suriye yönetimi asla müsaade etmez. Suriye yönetimi, DEAŞ dahil bütün terör örgütleriyle mücadelede son derece kararlıdır."
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 habereskisehir.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.